13 Aralık 2008 Cumartesi

GİT HADİ DURMA

Git hadi durma,
Elini korkak alıştırma,

Yokum ki ben zaten,
Aşk sözleri söylemedim ki ben,

Bu aşk ağırdı bana,
Hafiftim haleflerim yanında.


Git hadi durma,
Layık değilim sana, ona, buna,

Bırakın beni eski sevgilimle -yalnız-
Pişmanım şimdi yaşayan aşkı cansızına tercihten.

Kanatlarım yok, kollarım kırık aşk!
Sevme beni savaşmak sevmekse
Vakit yok savaşmaya, olmadı ki hiç!


Sicim olup yağdı bu adam,
Kucağım yaş doldu aşk!
Yapma, bari sen ağlatma,
Çok ağladı bu adam aşk!

Git hadi durma,
Yokum ki ben zaten,
Hayaletiyim yaşayan aşkların,
Aşkın burukluğuyum damağında,
Özür dilerim olduğum için
Affet ben olduğum için aşk!
Git hadi durma, n'olur terketme!

4 Aralık 2008 Perşembe

susmak gerek bazen

Bir dostum var benim. Halt eder okyanuslar onun sınırları yanında. Uzanır sonsuza, uzanır içinize.Kalbinizin tam ortasına bir tohum atar, büyütür içinizde çiçeğini. Yapraklarını dökmeyen ağaçlar bu çiçekten gelmedir, bir defa açarsa yüreğinizde solmak nedir bilmez.
Hiç terk etmeyecek sevgilinizdir, yanağınızdan aşağı yuvarlanan iki gözyaşınızdan biri odur, duygularınıza sımsıkı sarılacak büyükbabanızdır.Noel babanın kapınıza bıraktığı en büyük hediyedir o; kutulara sığmayan. En yaratıcı acınızdır yüreğinizdeki; şiirlerinizdeki son mısranız, ünlem işaretinden önceki cümlenizdir. Çarpar büyüler sizi, rüzgarıyla savrulduğunuzdur. Hani bir pul kolleksiyonunuz vardı gençliğinizin acizliğiyle bertaraf olan; gün gelip de sevdiğiniz kıza gösterdiğinizde o posta pullarını, görünenin ardındaki iyilik perisidir. Zamanın görecesidir, onunla zamansız onunla imkansızsız. En güzeli dostunuzdur, biten her bir şeyin ardından başlayandır.

2 Aralık 2008 Salı

YETİM

Önce mahallesindeki kavak ağaçlarını aldılar.
Sonra üstünde koşturduğu gölgesini.
Sonra arkadaşlarını birer birer
Sonra topunu aldılar birkaç küçük, önemsiz hayaliyle birlikte.
Sonra beyaz sakallı dedesini.
Sümbül, gül kokan bahçesini,
Limon civcivlerini sonra,
Sıra çocukluğuna geldi,
Aldılar anılarıyla birlikte onu da,
Sonra "hiç" verip aşklarını.
Şissindi gözleri mühim değildi.
Gençliğini de alacaklardı.
Çektiler gözlerinin önündeki birkaç sıcak bakışı.
Elleri de soğuktu artık, aşklarına hiç alırkenki gibi.
Sonra omzundaki saçları kestiler,
O papatya kokusunu da böylece.
Kolundaki kolları sürgünlere kelepçelediler,
Sonra gözlerinin altına iki çizgi düşürdüler.
Ona hafif olan "ağır"verdiler sırtına.
Şimdiyse ayrılık düşerken gözlerinden beyaz kağıda,
O yine yetim bir gözyaşında.

saat 01.08

Her giden kız kurusunun ardından benden de bir şeyler gider.Gidenlerin yerine birkaç uykusuz gece, örselenmekten nasırlanan bir yürek,benliğe isyanlar gelir.Ben ise kalırım yapayalnızlığımda bir piç kurusu !